“Şeker yeme yoksa dişlerin çürür”, muhtemelen çocukken sıklıkla duyduğunuz uyarılardan biridir. Ebeveyn iseniz, bunu söylemiş bile olabilirsiniz. Gerçekte, çok fazla şeker yemenin dişlere verebileceği zarar, herkesin bu bilgece tavsiyeyi mutlaka dinlemesini sağlamalıdır.
Şekeri azaltmak, sağlığınız için çok yönlü faydalar sağlayabilir. Yüksek şekerli diyetler, obezite ve artmış kalp ve böbrek hastalığı, felç ve diyabet riskinin yanı sıra osteoporoz gibi kemik ve eklem problemleriyle ilişkilendirilmiştir. Bu diyetler diş sağlığınızı da ciddi şekilde etkileyebilir.
cDiş çürüğü, Türkiye’de yetişkinlerin% 90’ından fazlasının hayatlarının bir noktasında yaşadığı en yaygın diş sorunudur ve diş eti hastalığı diş kaybının arkasındaki nedenlerden biridir.
Dişlerinizin hangi şekeri işlediğini ve aşırı tüketiminden nasıl kaçınacağınızı bilmek, bilinçli kararlar vermenize yardımcı olabilir.
Şeker dişlere zararlı mı?
Şeker, ağızda yaşayan bakterilerle reaksiyona girer. Bunun çürümeye neden olan yan ürünü, dişleri çürüten asittir. Ne kadar çok şeker varsa o kadar fazla asit üretilir.
Temelde, dişlerinize zarar veren şekerin kendisi değil, bunun yerine ağzınızda yaşayan bakterilerin onunla beslenmesidir. Bu bakteriler şekeri asitlere dönüştürebilir ve bu da dişinizin koruyucu dış tabakasını (mine) kademeli olarak çözebilir. Bu da diş çürüğü sürecidir.
Dişlerinizden herhangi biri ısırırken ağrılı, sıcaklığa daha duyarlı veya basınca duyarlıysa veya diş eti çizgisine yakın dişlerinizde beyaz, sarı veya kahverengi bantlar fark ederseniz diş çürümesi gerçekleşmiş olabilir.
Diş çürüğü zamanında tedavi edilmezse, dişin yumuşak iç kısmını (pulpa) açığa çıkarabilen ve sonunda enfekte olabilecek boşluklar oluşturabilir. Diş hekiminiz, hasarlı bir dişin onarılmasına ve enfeksiyonun giderilmesine yardımcı olmak için bir dolgu veya kanal tedavisi önerebilir. Diş aşırı derecede çürükse, diğer dişlerinizi korumak için çekilmesi gerekebilir. [7]
Dişlerinizdeki bakteriler gelişmeye devam ederse ve diş eti hattına yayılırsa, diş etlerini tahriş edebilir veya enfekte ederek diş eti hastalığına (periodontal hastalık) yol açabilir.
Erken evresinde (diş eti iltihabı), diş eti hastalığı ağız hijyeni ile yönetilebilir, ancak ilerlemiş diş eti hastalığı tipik olarak kalıcı hasarı ve diş kaybını önlemeye yardımcı olmak için profesyonel diş tedavisi gerektirir.
Diş etleriniz kızarık veya şişmiş, kaşıntılı, dişlerinizi fırçalarken kanamalı veya ağız kokusu kötü kokuyorsa dişeti hastalığınız olabilir. Herhangi bir bariz uyarı işareti olmadan da diş eti hastalığına sahip olmak mümkündür, bu nedenle diş hekiminizle düzenli kontroller yaptırmanız önemlidir, böylece diş sağlığı sorunlarını ilerlemeden önce teşhis etme ve yönetmeye yardımcı olma şansına sahip olursunuz.
Çok fazla şeker mi tüketiyoruz?
Şeker, meyve gibi yiyeceklerde doğal olarak bulunur. İyi bir ağız hijyeni rutini uygularsanız, bu doğal şekerlerin diş çürümesi riskinizi etkileme olasılığı daha düşüktür (diş hastalığı riskinizin kendi koşullarınıza bağlı olduğunu unutmayın). Ancak belirli ürünlere eklenen şeker, özellikle fazla tüketildiğinde sorun olabilir.
Meyve gibi belirli atıştırmalıklarda, besleyici faydalar genellikle şekerin istenmeyen etkilerinden ağır basar, bu nedenle diyetinizden tüm şekerin tamamen kesilmesi genellikle önerilen seçenek değildir.
Çocuklar, dişleri hala gelişmekte olduğundan ve diş minesinin daha yumuşak ve zarar görmesi daha kolay olduğundan, yetişkinlere göre genellikle diş çürümesine karşı daha savunmasızdır.
Ayrıca ne kadar şeker tükettiğimizin bilincinde olmamız ve ne sıklıkla tükettiğimize de dikkat etmemiz gerekiyor.
Yüksek şekerli yiyecek ve içecekler nelerdir?
Günümüzde tüketilen şekerin çoğu (% 81) enerjisi yoğun, düşük besleyici yiyecek ve içeceklerden oluşuyor. Yüksek şekerli yiyecek ve içeceklerden bazıları şunlardır:
alkolsüz içecekler ve enerji içecekleri (% 19)
meyve ve sebze suları (% 13)
şekerleme (% 8,7)
kekler ve kekler (% 8,7)
samimi içecekler (% 4,9) [8]
Şekerle tatlandırılmış içecekler, özellikle alkolsüz içecekler ve enerji içecekleri özellikle dişlere zarar verebilir. Ağzınızdaki bakteriler şekerleri asit üretmeye dönüştürmekle kalmaz, içeceklerin kendileri de genellikle yüksek asit içeriği içerir. Yapay tatlandırıcılar ve meyve suları içeren ‘diyet’ alkolsüz içecekler bile oldukça asidik olabilir.
Şekerli bir şey yediğinizde veya içtiğinizde, bunun sonucunda dişlerinizde oluşan “asit saldırısı” dişlerinizin daha hızlı aşınmasına ve diş hastalığının hızlanmasına neden olabilir. Her asit saldırısı yaklaşık 20 dakika sürebilir. İşlem her seferinde tekrar edeceğinden, gün boyunca sık sık şekerli içecekler veya atıştırmalıklar daha fazla hasara neden olabilir. Bu yiyecek ve içecekleri yemek zamanlarıyla sınırlamak, asit hasarını azaltmaya yardımcı olabilir ve dişlerinizin iyileşmesi için daha iyi bir şans verebilir.
Dişlerinizi şekerden nasıl koruyacaksınız?
Aşırı şeker tüketimini sınırlamak için şunları yaparak adımlar atabilirsiniz:
- Satın aldığınız tüm yiyecek ve içeceklerin beslenme etiketlerini kontrol etmek, şeker oranı yüksek olanları sınırlamak
- Öğün aralarında atıştırmalıklardan ve şekerli içeceklerden kaçınmaya çalışmak. Sıklığını sınırlandırın
- yatmadan önce yemek yememeye veya içmemeye çalışmak
- herhangi bir atıştırmalık veya içecekten sonra, özellikle şekerli ise su içmek veya ağzınızı çalkalamak
- dişlerinizin şekerli içeceklere maruz kalmasını azaltmak için pipet kullanmak veya hızlıca içmek.
Diyetiniz ne kadar sağlıklı olursa olsun, ağzınızdaki bakteri ve plağı azaltmaya yardımcı olmak için iyi bir ağız hijyenine de uymalısınız. Bu, diş çürüğü ve diğer problemler riskinizi azaltmanıza yardımcı olabilir. Diş hekimleri şunları tavsiye eder:
- dişlerinizi günde iki kez, her seferinde iki dakika fırçalamak, tercihen florürlü diş macunu kullanarak
- dişlerinizin arasından yiyecek ve bakterileri çıkarmak için günde bir kez diş ipi kullanmak
- gün boyunca içme suyu, tercihen florlu musluk suyu
- sigara içmemek veya aşırı alkol almamak
- düzenli diş hekimi ziyaretleri.