Kim daha çok gülümser, erkekler mi kadınlar mı? Ve hangi cinsiyetin dili daha uzun? Dişleriniz, dudaklarınız ve diş etleriniz hakkında bu soruların yanıtlarını ve diğer ilginç gerçekleri öğrenin.
Ağzınız: Dişsiz nasıl yiyebilirsin? Dudaklarınız olmadan konuşmak mı öpmek mi? Gülümsemek, hatta kaşlarını çatmak? Muhtemelen ağzınızı çok fazla düşünmüyorsunuz (diş ağrınız olduğu zamanlar hariç!), ama belki de yapmalısınız. İşte ağzınız ve ağız sağlığınız hakkında muhtemelen bilmediğiniz bazı şeyler… dudaklar, dişler, diş etleri ve hepsi.
Kadınlar Daha Çok Gülümsüyor!
Bir dizi fotoğraf çalışması bunu kanıtlıyor: Kadınlar dişlerini erkeklerden daha sık fırçalıyor. Yapılan araştırmalar, bunun daha küçük bir kız çocuğuyken başladığını söylüyor. Nedeniyle ilgili pek çok teori var ve birinin duygu ya da ağız sağlığı ile pek ilgisi yok: Kadınların dişlerini gülümsemeyle daha sık gösterdiğine inanılıyor, çünkü bunun kendilerini daha çekici kıldığını düşünüyorlar, mutlu oldukları için değil.
Gülümseme Özgüven Sağlıyor!
Yapılan bir anket, yetişkinlerin yüzde 96’sının çekici bir gülümsemeden ziyade kadınları erkeklere, erkeklerin ise kadınlara daha çekici geldiğine inandığını buldu. Gülümsemenizi geliştirdiğinizde çok daha sık gülümsersiniz. Bunun, örneğin diş telleri, kaplamalar veya yapıştırma sayesinde daha iyi bir gülümsemeye sahip olmanın, tutumunuzu iyileştirdiği için olduğuna inanılıyor. Çekici dişler ve iyi diş sağlığı, daha fazla özgüvene dönüşür.
Erkeklerin Dilleri Daha Uzun!
Genel olarak erkeklerin dilleri kadınlardan daha uzundur. Kadınların dilleri daha kısa olsa da, araştırmalar dillerinin genellikle erkeklerinkinden daha fazla tat alma tomurcuğuna sahip olduğunu gösteriyor.
Diliniz Eşsizdir!
Uzun ya da kısa, diliniz türünün tek örneği. Araştırmacılar, “Herkesin dili farklıdır” diyor. Öyle ki dil izleriyle insanlar dillerinden tanınabiliyordu. Aslında araştırmacılar, dilinizin izinin parmak iziniz kadar benzersiz olduğunu söylüyor. Bir başka benzersiz anatomi gerçeği, dilinizin vücudunuzda sadece bir uca bağlı olan tek kas olmasıdır.
Ağız Kokusu Kadınlar İçin Bir Öpüşme Engeli!
Kadınlar, öpüşürken partnerlerinin ağız kokusu olup olmadığına erkeklerden daha çok önem verirler. Araştırmacılar, 1000’den fazla kişinin öpüşme tercihlerini inceledikten sonra bu sonuca varıyor.
Kendi Nefesinizi Koklayamazsınız!
Ağız kokusunun bu kadar zor olmasının bir nedeni, nefes alırken elinizi ağzınıza koyarak deneseniz bile kendi nefesinizin kokusunu alamamanızdır. Konuştuğunuz zaman, hava ağzınızın arkasından, kötü kokuların geldiği yerden gelir, ancak sadece nefes aldığınızda durum böyle değildir. Araştırmacılar, Ağız kokusu olup olmadığını gerçekten bilmek istiyorsanız, dilinizi sıyırın ve ardından kazıyıcıyı koklayın veya güvendiğiniz birinden size gerçeği söylemesini isteyin diyor.
20 Yaş Dişlerimiz Atalarımızdan Miras
Antropologlar, 20 yaş dişlerinin atalarımızdan bir iz olduğuna inanırlar. Cavemen, kaba, kaba yiyecekleri (yaprakları, kökleri, etleri ve kuruyemişleri) çiğnemek için üçüncü bir azı dişine ihtiyaç duyuyordu. Diyetlerimiz değiştikçe, tipik olarak 17 ila 25 yaşları arasında çıkan bu üçüncü azı dişlerine olan ihtiyacımız da değişti. Bu dişlere ihtiyacımız olmadığından, genellikle ağrıya neden olduklarında veya daha önce çekilirler. Güya üçüncü azı dişleriniz çıktığında daha yaşlı ve daha akıllısınız, bu da onlara neden “bilgelik” dişleri denildiğini açıklıyor.
Diş Telleri Çürüklere Neden Olabilir
Bu gerçek aslında göründüğünden biraz daha karmaşıktır. Araştırmalar, çürüklere neden olan diş tellerinin kendileri olmadığını söylüyor. Sıklıkla olan şey, onları kullanan çocukların veya yetişkinlerin dikkatli veya iyice temizlememesidir. Plak ve bakteriler arkalarına sıkışıp alttaki dişleri yiyerek çürüklere neden olabilir ve diş sağlığını tehdit edebilir. Bu yüzden diş telleriniz olduğunda ağız sağlığı bakımınız önemlidir. Daha dikkatli ve iyice fırçalamalısınız.
Ağzınız Vücut Sağlığınıza Açılan Bir Penceredir
Araştırmacılar, ağız sağlığınızın vücudunuzun diğer kısımlarında bir takım durumların veya hastalıkların varlığına işaret edebileceğini söylüyor. Örneğin, dişleriniz ve diş etleriniz kötü durumda olduğunda, bu, zayıf dolaşımla (kalp hastalığının bir göstergesi) veya diyabetle ilgili olabilir. Diş hekiminiz ayrıca doktorlar tarafından yakalanmadan önce ağzınızda osteoporoz belirtileri görebilir. Bu nedenle düzenli kontroller yaptırmanız, diş ve diş etlerinize iyi bakmanız önemlidir.