Konuşmak, gülümsemek için ağzınızı açtığınızda isteyeceğiniz son tepki, birinin nefesiniz karşısında burnunu kırıştırması veya öne eğilmesidir.
Utanç vericidir ve kendinize olan güveniniz ve benlik saygınız için çok zor olabilir. Ağız kokusu sosyal güven katilidir.
Ağız kokusu ilişkilere zarar verebilir ve sosyal hayatınıza zarar verebilir.
Ağız kokusundan muzdarip şanssız insanlar arasındaysanız, ağız kokusunun neden olabileceği garipliği ve utancı bilirsiniz.
Sadece bu da değil, kötü nefesinizin kokusuyla insanları uzaklaştırdığınız için suçluluk hissedebilirsiniz. Neyse ki, çoğu durumda ağız kokusu basitçe tedavi edilebilir.
Ağız Kokusunun Nedenleri
Ağız kokusunun nedenleri çeşitlidir. Bunların en yaygın olanları:
1)Dişlerinizin içindeki ve etrafındaki yiyecek parçacıkları, özellikle şekerli veya nişastalı olanlar bakterileri çoğaltabilir ve kötü kokuya neden olabilir. Soğan, sarımsak ve baharatlar gibi bazı yiyecekler de ağız kokusuna neden olur. Bu yiyeceklerin kokusu kan dolaşımınıza girebilir, ciğerlerinize ulaşabilir ve nefesinizi etkileyebilir.
2)Tütün ürünleri : Sigara ağız kokusuna neden olur ve ağız kokusuna da neden olan diş eti hastalığına yol açabilir.
3)Kötü diş hijyeni : Her gün fırçalamaz ve diş ipi kullanmazsanız, yiyecek parçacıkları ağzınızda kalır ve ağız kokusuna neden olur.
4)Kuru ağız: Ağız kuruluğu, temizleyici tükürük üretimi azaldığı için ağız kokusuna katkıda bulunabilir. Ağız kuruluğu uyku sırasında doğal olarak oluşur ve “sabah nefesi”ne neden olur ve ağzınızdan nefes alırsanız daha da kötüleşir.
5)Bazı ilaçların yan etkisi ağız kuruluğudur. Diğerleri vücutta parçalanır ve nefesinizde taşınan kimyasalları serbest bırakır.
6)Ağız enfeksiyonları. Ağız enfeksiyonları ağız kokusuna neden olur.
7)Diğer ağız, burun ve boğaz rahatsızlıkları. Ağız, burun ve boğazın birden fazla durumu bakterilere, enfeksiyonlara ve kronik iltihaplanmaya yol açabilir ve bunların hepsi ağız kokusuna katkıda bulunur.
8)Diğer nedenler: Hastalıklar ürettikleri kimyasallar sonucunda ağız kokusuna neden olabilir. Mide asitlerinin kronik reflüsü ağız kokusu ile ilişkilendirilebilir.
Kronik Ağız Kokusuna Çözümler
1)Evde iyi ağız bakımı yapın : Verebileceğimiz en iyi tavsiye, her gün diş ipi kullanmak ve günde iki kez fırçalamaktır. Bu, birçok diş sağlığı sorunundan kaçınmanın 1 numaralı adımıdır.
2)Ağzınızı nemli tutun: Şekersiz sakız çiğnemek, ağzınıza öğünler arasında tükürük üretme şansı verir. Pek çok faydası olduğundan ve ağız sağlığınızı hemen iyileştirebileceğinden, yeterince su içtiğinizden emin olun.
3)Sigaradan Kaçının: Sigara içmek kanser riskinizi artırmanın yanı sıra diş etlerine zarar verir, dişlerde leke bırakır ve ağız kokusuna neden olur.
4)Alkol bazlı gargaralardan kaçının: Alkol bir kurutma maddesidir ve ağzı temizlemesine rağmen, kullanımdan sonra idealden daha az koşullar üretir. Bu nedenle, mikropların öldürülmesine ve ağzın nemli ortamının korunmasına izin veren alkol içermeyen bir gargara seçin.
5)Dilinizi temizleyin: Dilinizi kaplayan bakteriler ağız kokusuna büyük katkıda bulunur. Bu kokulu bakterileri yok etmek için diş fırçanızla dilinizi nazikçe fırçalayın. Daha da kapsamlı bir temizlik için bir dil kazıyıcıya yatırım yapın. Dile eşit bir baskı uygularlar ve tipik olarak bir diş fırçasıyla ulaşamayacağınız tüm bakteri, yiyecek ve ölü hücreleri temizlerler.
6)Meyve ve sebze yiyin: Çıtır elma, havuç veya kerevizi çiğnemek, bakterileri dişlerden, diş etlerinden ve dilden uzaklaştırarak tükürüğü artırabilir ve ağız kokusunu azaltabilir. Bu atıştırmalıklar aynı zamanda iştahınızı keser ve açlıktan dolayı midede asit biriktiğinde oluşan kötü nefesi azaltır.
Diş hekiminizi düzenli olarak ziyaret edin. İyi bir ağız hijyeni sağladığınızdan emin olmak için yapabileceğiniz en iyi şey bizi düzenli olarak ziyaret etmektir. Yukarıdaki tavsiyelere rağmen ağız kokunuz devam ediyorsa, size yardımcı olabilmemiz için bir diş hekimi randevusu ayarlayın. Diş eti hastalığınız, kronik ağız kuruluğu veya altta yatan başka bir sorununuz varsa size yardımcı olabiliriz. Ayrıca, ağız kokusunun bir iç kaynaktan kaynaklanıp kaynaklanmadığını teşhis etmeye yardımcı olabilir ve sizi uygun tedaviye yönlendirebiliriz.